Derin Dondurucu  Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

İhtiyacınıza en uygun derin dondurucu modelini bulabilmek için satın alma aşamasında ince eleyip sık dokumak şart! Hiç merak etmeyin; bu rehber ile tüm detaylara ulaşabilirsiniz.

Derin Dondurucu Çeşitleri: Dikey ve yatay dondurucu modellerinin yanı sıra statik ve no frost seçenekleri arasında da ihtiyacınıza uygun alternatifi değerlendirmelisiniz.
Boyut ve Kapasite: Dondurucuyu koyacağınız alanın ölçülerine uygun, depolama ihtiyacınızı karşılayacak kapasiteye sahip ürünler tercih etmelisiniz.
Enerji Sınıfı ve Ses Seviyesi: Yüksek enerji sınıflarını tercih ederek enerji tasarrufu yapabilir, düşük ses seviyesine sahip ürünlerle konforlu kullanıma ulaşabilirsiniz.
Ek Teknolojiler: Dondurucunun sahip olduğu özellikler sayesinde besinlerin ömrünün daha uzun olmasını sağlayabilir veya ürünü pratik bir şekilde kullanabilirsiniz.

Alacağınız Derin Dondurucuda Hangi Özellikleri Aramalısınız?
Sebze ve meyveleri yetiştikleri mevsimdeki gibi taze bir şekilde tüketebilmek için derin dondurucular en büyük yardımcılar! Buzdolaplarının dondurucu bölümlerinin yetersiz kaldığı durumlarda ihtiyaç haline gelen derin dondurucuların son dönemlerde büyük rağbet görmesinin farklı nedenleri olduğunu söylemek mümkün.

Yoğun çalışma hayatı, sosyalleşmeye daha fazla zaman ayırmak isteme gibi sebeplerle alışverişlerin toplu bir şekilde yapılıp besinlerin farklı saklama yöntemlerinden yararlanılarak depolanması ve sağlıklı beslenme amacıyla organik besinlerin tercih edilmesi, derin dondurucu ihtiyacını doğuran sebeplerden sadece birkaçı.

Peki, sebze ve meyvelerin yanı sıra haşlanmış baklagil, et, balık, pişirmeye hazır hamur işi gibi gıdaların da saklanabildiği derin dondurucular aylar boyunca tazeliği nasıl koruyor? Bunun cevabı, besinlerin içeriğindeki suda saklı. Derin dondurucular, gıdaların içeriğindeki suyu buz haline getirip mikroorganizma faaliyetlerini, kimyasal ve biyokimyasal reaksiyonları çok büyük ölçüde yavaşlatıyor. Bu sayede derin dondurucunuzda sakladığınız besinler ilk günkü tazeliklerini uzun süre koruyabiliyor.

Tabii ihtiyacınıza en uygun derin dondurucu modelini bulabilmek için satın alma aşamasında ince eleyip sık dokumak şart! Hiç merak etmeyin; şimdi, derin dondurucu seçerken nelere dikkat edilmeli, ayrıntılı bir şekilde anlatacağız.


Hangi Derin Dondurucu Çeşidini Seçmelisiniz?
Derin dondurucu satın almaya karar verseniz de seçim yapmaya nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız incelemeniz gereken ilk kriter, derin dondurucu tipleri olabilir. Evinizde derin dondurucuyu konumlandıracağınız yerin boyutu, ihtiyaçlarınız ve kullanım alışkanlıklarınız doğrultusunda derin dondurucu türleri arasında seçim yapabilirsiniz.

Derin dondurucu çeşitleri, besin yerleşimine ve soğutma sistemine göre olmak üzere iki başlığa ayrılır.

Besin Yerleşimine Göre Derin Dondurucu Çeşitleri
“Sandık tipi derin dondurucu” olarak da bilinen yatay bir ürüne mi ihtiyacınız var, yoksa “çekmeceli derin dondurucu” ismiyle de anılan dikey bir ürüne mi? Bu kriter doğrultusunda dondurucu seçimi yaparken elbette dondurucuyu konumlandırmayı planladığınız alanın ölçüleri önemli, fakat kullanım alışkanlıklarınızı da es geçmemelisiniz.


Yatay Derin Dondurucu: Yatay bir şekilde tasarlanan ve üst bölümde bulunan kapısı yukarı doğru açılan sandık tipi dondurucularda besinler, dondurucunun içinde bulunan sepetlere depolanır. Bu durum bazı zamanlarda depolanan besinlere ulaşmayı zor kılabilse de yatay derin dondurucular, duvarlarında dolap veya raf olanlar ve bu sebeple alçak bir dondurucu alternatifi arayanlar için uygun.
Dikey Derin Dondurucu: Buzdolabı görünümüne sahip olan ve “raflı dondurucu” olarak da isimlendirilen dikey derin dondurucular, yerden tasarruf etmek isteyenler için uygun bir çözüm olabilir. Ayrıca dikey derin dondurucuların raflı ve çekmeceli yapısı, farklı besin kategorilerini ayrı bölümlerde depolamayı ve saklanan besinlere kolaylıkla ulaşmayı da sağlar. Örneğin ailenizde vegan beslenen biri varsa ve vegan besinleri, koku sinme ihtimaline karşın etlerle birlikte saklamak istemiyorsanız farklı raflarda veya çekmecelerde saklamanız mümkün!

Soğutma Sistemine Göre Derin Dondurucu Çeşitleri
Derin dondurucu modelleri, soğutma sistemlerine göre no frost ve statik olmak üzere iki gruba ayrılır. Gelin, aklınızdaki “No frost mu, statik derin dondurucu mu almalıyım?” sorusuna yanıt vermeye çalışalım.

No Frost Derin Dondurucu: Cihazın içinin karlanmasını istemiyorsanız tercihiniz no frost seçeneklerden yana olmalı. Temel özelliği karlanma yapmamaları olan no frost derin dondurucu modellerinin en büyük artısı ise cihazın içindeki karları eritme zorunluluğunun bulunmaması ve bu sayede temizliklerinin çok daha konforlu bir şekilde yapılabilmesi.
Statik Derin Dondurucu: Havada bulunan nemin kar haline gelmesiyle dondurma işlemini gerçekleştiren statik dondurucuların içlerindeki buzların düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Bu durumsa dondurucu temizleme işleminin biraz daha zahmetli olmasına neden olabilir. Bu tür dondurucuların en büyük avantajı ise benzer kapasitedeki no frost seçeneklere göre daha uygun fiyatlı olmalarıdır.

Alacağınız Derin Dondurucunun Boyutu ve Kapasitesi Ne Olmalı?
Derin dondurucuların boyutu ve kapasitesi birbirini etkileyen unsurlardır. Diğer bir deyişle boy, en ve genişlik ölçüleri doğrultusunda hesaplanan boyut ne kadar büyük olursa litre cinsinden belirtilen kapasitenin de o kadar geniş olabileceğini söylemek mümkün.

Yatay ve dikey derin dondurucu türlerinin kapasite alternatifleri birbirlerine yakın olsa da bazı yatay dondurucu modelleri daha fazla depolama alanı sunabilir. Burada önemli olan, satın alma kararını verirken alanınıza uygun boyutlara ve ihtiyacınıza cevap verecek kapasiteye sahip bir ürün tercih etmektir. Derin dondurucu seçimi yaparken bu iki kriteri de değerlendirmeyi ihmal etmemelisiniz.


Enerji Tasarrufu ve Düşük Ses Seviyesi İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
Fazla enerji tüketmemek adına enerji sınıflarını, derin dondurucu çalışırken sesinden rahatsız olmamak için ise ses seviyesini incelemek, satın alma kararı aşamasında es geçmemeniz gereken unsurlardan. Bu iki kriteri daha yakından inceleyelim.


Daha Az Enerji Tüketimi: Verimliliği Yüksek Enerji Sınıfları
Hangi beyaz eşyayı alacak olursanız olun, fazla enerji tüketiminin önüne geçmek için yüksek verimliliği olan enerji sınıflarını tercih etmeniz şart. Fakat söz konusu fişi prizden hiç çekilmeyen derin dondurucular olduğunda enerji sınıfı daha önemli bir hale gelir.


Enerji sınıfları; A, B, C, D, E, F, G harfleriyle belirtilir ve harflerde ilerledikçe enerji verimliliği düşer. Yani enerji tasarrufuna en çok katkı sağlayan enerji sınıfı A iken G de en az verimliliğe sahip enerji sınıfıdır. Satın almayı planladığınız ürünün hangi enerji sınıfına dâhil olduğu bilgisi, enerji etiketlerinin üzerinde yer alır.


Konforlu Bir Kullanım İçin Önemli: Ses Seviyesi
Enerji etiketinin üzerinde belirtilen bir diğer bilgi ise ses seviyesidir. Derin dondurucu çalışırken sesinden rahatsız olmamanız için düşük ses seviyesine sahip ürünleri tercih etmelisiniz.

Ses seviyesi, desibel yani dBA ile ifade edilir ve değer arttıkça ses seviyesi de artar. Arçelik dikey derin dondurucu modellerinde ses seviyesi 36 dBA ila 39 dBA arasındayken yatay derin dondurucularda bu seviye 39 dBA ya da 40 dBA’dır.


Hayatınızı Kolaylaştıracak Teknolojiler
Sıraladığımız kriterler dışında satın almayı planladığınız ürünün sahip olduğu teknolojik özellikler de “Derin dondurucu alacağım, hangisi iyi?” sorusunun yanıtlarından biridir. Çünkü aslında en iyi derin dondurucu, ihtiyacınıza en uygun olan üründür! Peki, Arçelik hangi teknolojik özelliklerle hayatınızı kolaylaştırmanıza yardımcı olur?


Multimode: İhtiyacınıza Uygun Depolama Alanı
Belki buzdolabınızda yeterli alan yok ve bir soğutucu alana ihtiyaç duyuyorsunuz, belki de dondurucuda birkaç rafı kullanmak istemiyorsunuz. İşte, Multimode teknolojisi bu gibi ihtiyaçlara cevap vermek için hayata geçirildi!


Multimode teknolojisine sahip Arçelik derin dondurucuların 8 bölmeden oluşan depolama alanında, alttaki 4 bölme dondurucu özelliğine sahipken üstteki 4 bölme dondurucu, soğutucu ya da kapalı modda kullanılabilir. Bu sayede siz de ihtiyacınıza uygun çözümlere kavuşabilir, hatta üst bölmeleri kapalı modda kullandığınızda enerji tasarrufu bile yapabilirsiniz.


Joker Özelliği: Dilerseniz Dondurucu Dilerseniz Soğutucu
Arçelik dondurucuların bazı modellerinde bulunan Joker özelliği, beyaz eşyanızı ister soğutucu ister dondurucu olarak kullanmanıza imkân verir. Böylece dondurucunuzu ihtiyacınıza uygun bir şekilde kullanabilirsiniz.


Hızlı Dondurma Özelliği: Besin Değerini Korumanın Sırrı
Depoladığınız yiyecek ve içeceklerin besin değerlerine önem verdiğinizi biliyoruz. Hızlı dondurma özelliği ise gıdaların hızlı bir şekilde dondurulup besin değerlerinin korunmasına ve gıdaların uzun süre taze kalmasına yardımcı olur.


Kapı Yönü Değiştirme Özelliği: Evinize Uygun Çözüm
Doğru boyut seçimi, dondurucuyu konumlandırmayı düşündüğünüz alana uygunluk için önemli olsa da yeterli olmayabilir. Örneğin dondurucunun hemen yanında bir dolap bulunabilir ve ürünün kapısını tamamen açmakta zorlanabilirsiniz. Kapı yönü değiştirme özelliği ise bu gibi durumlarda kurtarıcıdır. Dondurucu kapısının yönünü, alana uygun bir şekilde değiştirebilir ve dondurucunuzu pratik şekilde kullanabilirsiniz.


Kolay Kapı Açma Mekanizması: Dondurucu Kapısını Zorlanmadan Açmak Mümkün
Gıdalarınızın sağlıklı bir şekilde saklanabilmesi için dondurucuların düşük sıcaklıklara ayarlanması gerekir. Fakat bu durum dondurucunun içinde ve dışında yüksek ısı farklarının oluşmasına ve yüksek basınca sebep olur. Yüksek basınç ise dondurucunun kapısını açmakta zorlanmanın başlıca nedenidir.


Arçelik derin dondurucularda bulunan mekanizma sayesinde ise dondurucunuzun kapısını zorlanmadan, pratik bir şekilde açabilirsiniz.


Derin Dondurucu Kullanırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Tüm kriterleri değerlendirdiniz ve ihtiyacınız olan derin dondurucuyu aldınız. Peki, derin dondurucu kullanımının püf noktalarını biliyor musunuz? Derin dondurucu kullanırken bazı noktalara dikkat ederek hem gıdalarınızı doğru bir şekilde saklayabilir hem de enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz.


Derin Dondurucu Kullanırken Enerji Tasarrufu Yapmak İçin Öneriler
7 gün 24 saat çalışacak bir beyaz eşyadan bahsediyoruz; enerji tasarrufu elbette ki çok önemli! Seçeceğiniz verimliliği yüksek enerji sınıfına ek olarak sıralayacağımız önerileri hayata geçirerek de enerji tüketimini azaltmanız mümkün:


Derin dondurucuyu direkt güneş ışığı almayacak ve ocak, fırın, radyatör gibi ısı kaynaklarından uzak bir noktaya konumlandırmalısınız. Bu sayede dondurucu, iç soğukluğu korumak için fazla efor sarf etmek durumunda kalmaz.
Yiyecekleri oda sıcaklığına geldikten sonra dondurucuya yerleştirmelisiniz. Sıcak yiyecekleri dondurucuya koyduğunuz takdirde kompresör, cihaz içindeki havayı soğutmak için daha fazla enerji harcamak durumunda kalabilir. Ayrıca sıcak yiyecekler, dondurucu içerisinde yer alan ve donmuş durumda olan besinlerin çözünmesine, bozulmasına neden olabilir.
Soğuk nesnelerin hem bulundukları ortamı hem de birbirlerini soğuk tutma durumundan dolayı dondurucunuzun içini dolu tutmak daha az enerji harcanmasına yardımcı olur. Eğer dondurucunun içinde yeterince besin yoksa buz torbalarından yardım alabilirsiniz.
Dondurucunun kapısını ihtiyaç olmadığı durumda açmamak da elektrik tasarrufu için yapabileceklerinizdendir. Ayrıca kapı lastiklerinin deforme olması durumunda lastiklerin onarımını gerçekleştirmeniz gerektiğini de not düşelim. Bu sayede dışarıdaki sıcak havanın cihazın içine girmesi engellenmiş olacaktır.
Dondurucunun arkasında bulunan soğuk hava deliklerini kapatmak hava akışını engelleyeceğinden bu noktaları kapatmadığınıza emin olmalısınız.

Besinleri Derin Dondurucuda Doğru Bir Şekilde Saklamak İçin Öneriler
Hem dondurmak istediğiniz yiyeceklere, içeceklere bir zarar gelmemesi ve israfın önlenebilmesi hem de besinlerin sağlıklı bir şekilde saklanabilmesi için bazı noktalara dikkat etmek şart:


Gıdaları ambalajlayarak derin dondurucuya koyduğunuza emin olmalısınız. Hava geçirmeyen dayanıklı ambalajlar gıda güvenliğinin sağlanması açısından oldukça önemlidir.
Cam saklama kapları ve asitli kutu içeceklerin patlama riski olduğundan bu ürünleri kesinlikle dondurucunuza koymamalısınız. Besinleri ve içecekleri depolamak için buzdolabı ya da buz poşetlerinden yardım alabilirsiniz. Ayrıca poşetlerin üzerine, besinleri dondurucuya koyduğunuz tarihi yazmak da faydalı bir uygulama olacaktır.
Besinleri en az -18°C’de dondurmalı ve çözülen gıdaları kısa sürede tüketmelisiniz. Çözülen besinleri yeniden dondurmak ise sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.
Dondurmak istediğiniz gıdaları türlerine göre ayırmak ve et, sebze gibi besinleri dondurucuda farklı bölümlere koymak, alandaki düzenin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Ayrıca paketlerin birbirine temas etmemesi daha hızlı bir donma sağlayabilir.
Gıda israfının önüne geçebilmek adına paketlemeyi ihtiyaçtan fazla porsiyonlarda yapmamalısınız. Ayrıca gıdaların hızlı bir şekilde donmasını sağlamak için paketlemede meyve ve sebzeleri en fazla 1 kg, etleri en fazla 1,5 kg olacak şekilde paketlemelisiniz. Sıvılarda ise donma sırasında %6 genleşme yaşanabileceği için paketi ağzına kadar doldurmamaya özen göstermelisiniz.
Dondurma işlemi baharatların tadında zamanla değişime neden olabilir. Bu sebeple dondurucuya koymayı planlayıp pişirdiğiniz yemeğinize baharat eklememenizi, yiyeceklerinize çözünme işleminin ardından baharat koymanızı öneririz.
Dondurduğunuz yiyeceklerin paketlerinde oluşan şişme ya da nem, besinin bozulmuş olacağının belirtisi olabilir. Bu gıdaları tüketmeden önce kontrol etmelisiniz.
Dondurma işlemi bazı yiyeceklerin tatlarını kaybetmesine, çözüldükten sonra tüketilemez hale gelmesine ve bozulmasına neden olabilir. Bu sebeple limon ve portakal gibi asidik meyveleri, domates ve salatalık gibi hassas sebzeleri, karpuz ve kavun gibi su oranı yüksek meyveleri, yeşillikleri, pişmiş veya pişmemiş yumurtayı, pişmiş makarnayı, krem peyniri ve ekşi kremayı dondurmamalısınız.

Donmuş Besinler Nasıl Çözdürülür?
Dondurma yönteminden yararlanarak gıdaları doğru bir şekilde saklamak kadar donmuş gıdaları nasıl çözdürdüğünüz de besin değerinin korunması ve sağlığınız açısından oldukça önemlidir.

Dondurduğunuz besinleri buzdolabının soğutucu bölümünde, elektrikli ve mikrodalga fırınlarda ya da oda sıcaklığında çözdürebilirsiniz. Fakat bu noktada, donmuş gıdaların uzun süre oda sıcaklığında beklemesinin besin kalitesini olumsuz etkileyebileceğini de unutmamak gerekir.